3
Products
reviewed
345
Products
in account

Recent reviews by houshi

Showing 1-3 of 3 entries
12 people found this review helpful
4.7 hrs on record
Bazı oyunlar vardır ki teknolojik gücüyle ya da görsel ihtişamıyla değil, hikâyesiyle insanı içine çeker. "To The Moon" benim için tam da böyle bir oyun. İlk oynadığım andan itibaren beni derinden etkileyen, kalbimin en derin köşelerine dokunan bir deneyim yaşattı.

Grafikleri ilk bakışta pek etkileyici gelmeyebilir; pikselli, eski tarz bir görsellik sunuyor. Ama işte tam burada oyunun büyüsü devreye giriyor. Grafiklerin sadeliği, hikâyenin derinliğiyle öylesine güzel bir şekilde harmanlanmış ki, bir süre sonra o görsel sadelik oyunun sıcak atmosferine katkı sağlayan bir unsur hâline geliyor. Zaten "To The Moon" grafikle değil, hikâyeyle var olan bir oyun.

Hikâyesine gelecek olursak, baştan sona duygusal bir yolculuk. İki bilim insanı, Sigmund Corporation’dan Dr. Rosalene ve Dr. Watts, yaşlı bir adam olan Johnny’nin son arzusunu gerçekleştirmek için onun anılarına yolculuk yapıyor. Johnny’nin dileği, Ay’a gitmek. Ama neden Ay’a gitmek istediğini bilmiyor. İşte bu sorunun cevabını bulmak ve bu dileği yerine getirmek için geçmişe gidiyoruz. Her bir anı parçası, Johnny’nin hayatına dair yeni bir katman açığa çıkarıyor ve oyuncuya çok güçlü duygular yaşatıyor.

Diyaloglar ise oyunun en güçlü yanlarından biri. Samimi, sıcak ve yer yer mizahi. Özellikle Dr. Watts’ın esprileri ile Dr. Rosalene’in ciddi tavırları arasındaki uyum o kadar güzel işlenmiş ki, bu ikiliyle daha fazla zaman geçirmek istiyorsunuz. Ancak asıl vurucu nokta, Johnny ve eşi River arasındaki ilişki. İkisinin hikâyesi, acısıyla tatlısıyla öyle derin ve gerçekçi ki, bazen size oyunu durdurup kendi hayatınızı ve ilişkilerinizi düşündürdüğü anlar oluyor. River’ın sessiz ama anlam dolu duruşu, Johnny’nin onunla olan bağını daha da anlamlı kılıyor.

Müziklerine gelecek olursak, Kan Gao’nun bestelediği o melodiler hikâyeyi daha da unutulmaz kılıyor. Özellikle "For River" parçasını oyunun içerisinde her duyduğumda gözlerimin dolduğunu söylemeliyim. Müzikler, hikâyenin duygusal yoğunluğunu tamamlayan bir sanat eseri gibi.

"To The Moon", benim için sadece bir oyun değil, bir sanat eseri. Anılar, pişmanlıklar, sevgi ve hayaller üzerine bir meditasyon gibi. Oynarken bir yandan hüzünleniyor, bir yandan da insana dair pek çok şey öğreniyorsunuz."To The Moon" bana sadece bir hikâye anlatmadı; aynı zamanda kalbime dokunan bir deneyim sundu. Eğer hâlâ oynamadıysanız, bu unutulmaz yolculuğu bir an önce yaşamanızı öneririm.

"Her zaman ayda buluşabiliriz, sersem!"
Posted 20 January. Last edited 23 January.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
6 people found this review helpful
4.0 hrs on record
Boxes: Lost Fragments, türü seven biri olarak beni oldukça etkileyen kısa ama tatmin edici bir bulmaca deneyimi sundu. Görsel açıdan sade olmasına rağmen, detaylı mekanlar ve etkileşimli objelerle oyuncuyu içine çeken güçlü bir atmosfer yaratıyor. Oyunda genellikle kutuları ve nesneleri inceleyerek ilerliyorsunuz; bu da her bulmacayı dikkat ve mantıkla ele almayı gerektiriyor. Bulmacalar ne fazla kolay ne de aşırı zor; bu dengeli zorluk seviyesi beni bulmacaları çözmeye daha çok motive etti. Keşfetme hissi ve akıcı oynanışıyla, özellikle The Room serisini sevenlerin mutlaka denemesi gereken bir oyun, zihin açıcı ve keyifli bir macera sunuyor.
Posted 10 January. Last edited 10 January.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
11 people found this review helpful
508.7 hrs on record
The Binding of Isaac: Rebirth tam anlamıyla bağımlılık yapacak türden bir oyun. Yani “bir run daha atayım” derken saatlerinizi gömebilirsiniz.

Bu oyunu bu kadar özel yapan şey, oynadığınız her run’ın farklı olması. Item havuzu o kadar geniş ki her seferinde bambaşka bir build’le karşılaşıyorsunuz.

Bir run’da tanrısal güçte bir build ile ilerlerken, diğerinde yerlerde sürünebilirsiniz. Ama işte tam da bu bilinmezlik oyunu sıkıcı olmaktan kurtarıyor.

Oyunun rastgele harita yapısı, düşman çeşitliliği ve boss savaşları da cabası.

Isaac’in annesinden kaçış hikâyesi basit gibi görünse de, çok daha karanlık ve derin detaylara sahip.

Müzikler ve ses tasarımı da oyunun garip ama bağımlılık yapıcı havasını tamamlıyor. Boss müzikleri ve gizemli odaların tınıları sizi oyunun içine daha da sürüklüyor.

Benim için aksiyon roguelike türünün en iyi örneklerinden biri. Eğer rastgeleliğe, zorluğa ve keşfetmeye dayalı oyunlardan hoşlanıyorsanız, kaçırmamanız gereken bir başyapıt.

isaac we love you!
Posted 11 October, 2023. Last edited 6 February.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
Showing 1-3 of 3 entries