53
Products
reviewed
219
Products
in account

Recent reviews by Servet_panpa_37

< 1  2  3  4  5  6 >
Showing 1-10 of 53 entries
2 people found this review helpful
50.2 hrs on record
GENEL BAKIŞ HİKAYE

Toplamda 50 saat geçirdiğim bu yapımın ilk 20 saatini çok keyifli bir şekilde geçirmişken, kalan 30 saatini ise tek leşimeyle eziyet çekerek geçirdim, bittikten sonra da zaten direk olarak direk sildim oyunu.

Oyunumuzun hikayesi kanun kaçağı bisikletçileri Deacon st. aziz John ın Karısı sarah ile olan hikayesini anlatıyor. İşte karısı Sarah Prologue giriş kısmında bilinmeyen bir bıçak yarası alıyor, Deacon ise onu hayatta tutabilmek için, ulusal acil restarasyonu NERO diye adlandırılan ve müttefikleri tahliye eden bir helikopter eşliğinde karısı Sarah ı NERO mülteci kampına gönderiyor. Yaklaşık İki yıl boyunca karısından haber alamıyor ve en son aldığı istihbarat doğrusunda NERO mülteci kampına zombilerin saldırdığını öğreniyor ve karısını öldüğünü düşünerek kuzeybatı pasifik e doğru kankası boozer ile birlikte yola çıkıyor ve paralı asker olarak çalışmaya başlıyorlar ve oyunun hkayesi dallanıp budaklanıyor.

Öncelikle oyunun (Prologue) başlangıç kısımları fena değildi. Yani en azından hadi bakalım ilerleyen kısımlarda neler olacak sarah acaba gerçekten öldü mü yoksa yaşıyor mu ? diye merak uyandırmıştı bende. Ama oyun yarısından sonra öyle dengesizleşti ki, bazı karakterler ilgi çekici iyi hoş derken, bazı karakterler de çok gereksiz yazılmış abi bu ne böyle çok sıkıcılar diye sızlanmaya başladığım oldu.

OYNANIŞ VE AÇIK DÜNYA

OYNANIŞ

Klasik zombilerin ele geçirdiği post apokaliptik bir dünyada, Ağır Taarruz silahları ve patlayıcılar üretip Horde zombilere karşı çeşitli tuzaklar kurarak onlara karşı savaş açıp hayatta kalmaya çalışıyoruz.

Ubisoft un oyunlardaki bölge ele geçirme mekaniği açık dünya oyunlarında nasıl bir etki bıraktıysa artık, açık dünyada Far Cry serilerinde olduğu gibi RIP ciler olarak adlandırılan bir tarikat çetesinin outpos bölgelerini ele geçirip Fast Travel noktaları açıyoruz.

Yer yer karakterin RPG özelliklerini geliştirip güçlendiriyoruz, işte motorsikletimizin bazı upgrade özellikleri falan açıp teknik özellikleri olan hızlanmasını ve görsel görünüşünü falan özelleştirebiliyoruz.

Vuruş hissi anlamında oyun yine çok dengesiz, bazı kısımlarda kullandığım değişik silahların çeşitliliğinden kaynaklı olsa gerek, bazı kısımlarda çok iyi tepkiler veren NPC düşmanlar varken, bazı kısımlarda ise çok kötü tepkiler verdikleri için vuruş hissi oturaklı gelmedi. Hadi zombilerde vuruş hissi çok göze batmıyor, çünkü horde kısımlarda bir ton zombiyi kesmekle uğraştığım için vuruş hissi odak noktam olmadı hiç, ama RİPÇİ tarikat çeteleri ile çatışmaya falan girdiğimde oyun vuruş hissi açısından biraz zayıf hissettirdi.

Özellikle RDR2 ve The Last Of Us Part I gibi yapımlardan dan sonra oynadığım için aşırı bayat geldi vuruş hissi anlamında.

Karakterin Stealth kill animasyonlarını fena bulmadım, genellikle bir kaç zombi varken Deacon a bıçak verip zombileri arkasından gizli bir şekilde öldürmeye çalıştığım her defasında çeşitli animasyonlar ile öldürmeye çalıştığını fark ettim. Yani düşman insan, zombi fark etmezsizin her hangi bir düşman NPC ye bıçağı arkadan geçirmek The Last Of us kadar olmasa da gerçekten keyifli hissettirdi.

AÇIK DÜNYA

Yani açık dünyasında anlatılacak çok bir şeyi yok aslında Dying Light ve Far cry serisi eşittir Days gone demiş adamlar, Oyunun ana mekanği olan Horde zombileri kesmek, RİPçi tarikatçı örgütlere ait bölgeleri ele geçirmek, üsttümüzdeki müttefikler için kaynak toplamak, hayatta kalan Survival kişilere yardım eli uzaltıp onları kampımıza atamak vs... Zaten onun dışında bol bol Horde zombi sürüleri kesiyoruz açık dünyasının aşırı bir ayrıntısı da yok.

Bu oyundaki en büyük şikayetim kesinlikle motorsiklet, yok abi adamın motoru gitmiyor, sırf upgrade parçaları açıp motoru geliştirmek için kamptaki boktan yan görevleri yapıp RANK kastım, NOS da dahil olmak üzere motorun hızını tamamen fulledim, biraz hızı artsada istediğim şekilde motorun yol tutuşunu hissetmiyorum.

Yani motorun kontrolleri ve sürüş mekanikleri çok iyi o hususta yanlış anlaşılmak istemem, motorsiklet ile ilgili sorunum hızlı gitmemesi ve yol tutuş hissi olmaması.

Bir de en büyük sinir bozucu şey ise motorun benzini aşırı hızlı tüketiyor. Gerçek hayatta ben kullansam bu motoru bir ustaya götürüp hava ve yakıt filtrelerine falan bir bakım yaptırırım, aşınan bujılerini falan değiştiririm :D

Ciddi söylüyorum motorsiklet abartılı bir şekilde benzin tüketiyor ve bu da belirli bir süre sonra sürekli olarak açın dünyada ki seyahet hissimi baltaladı, oyunda sıkıcı görevlerinde verdiği tatminsizlikten sonra, motorunda abartılı bir şekilde benzin tüketmesinden kaynaklı yirminci saatden sonra aşırı sıkılmaya başladım. 1 kaç kmh yol yapıyorum, hoop benzin %40 ile %30 seviyesine kadar düşüyor.

- Benzinin mi azaldı aziz Deacon John ? hadi akaryakıt istastonu bul, benzin bidonu bul, deponu fullemek için müttefik kampında bir tamirci bul, diye oyun sürekli olarak keşif hissimi baltalıyor.

Bir ara TRAİNER açıp benzin olayını tamamen kaldıracaktım ama gerek duymadım, oyunlarda çok hile kullanmayı seven biri değilim.

SONUÇ

Days Gone oyunu benim için hikaye sunumu anlamında ilk yirmi saat çerezlik güzel ilerlerken, son otuz saat için ise tam anlamıyla işkenceye dönüşen bir yapım oldu.

Bana göre bu oyun kesinlikle sancılı bir geliştirme sürecinden geçmiş, oyun hikaye ve sunum anlamında çok dengesiz, başlangıç kısmından yarısına kadar geçen kısımlarında Carlos un liderlik yaptığı RİPÇİ tarikat çetesi ile olan hikaye çok iyi iken, oyunun son kısımlarına doğru Matthew Garret isimli albayın askeri militan ordusuna katıldıktan sonra aşırı sıkıcı bir hal aldı.

Oyunun en büyük sorunu kendini maalesef geliştirememesi, oyunda saatler geçtikçe daha da sıkıcılaşmaya başladı,

Sony bence Bend Studio ya kısıtlı zaman vermiş gibi hissettim, adamlar da bariz bir şekilde oyunu yetiştirmek için elleri ayaklarına dolaşmış ve aceleye getirmişler, zaten oyunda adam akıllı bölüm dizaynı bile yok, saatlerce boş boş motor sürüp, investigative yapıp kaynak topluyoruz, helikopter ile bölgeleri tahliye eden bazı NERO araştırmacılarını gizlice Stealth dinliyoruz falan. Gerçekten çok kalitesiz görevler var, ve ciddi ciddi yan görev kalitesindeki bazı görevleri ana görevlerin içine yerleştirmişler.

Bence yapım potansiyel gösteriyormuş ama aceleye getirildiği için heba edip çorba yapmışlar oyunu, kesinlikle ikinci bir oyunu hak ediyor bence, Bend Studio ikinci oyun için Sony'den onay istemiş ama maalesef Sony bütçe vermemiş, kısaca şu anlık Days Gone serisini rafa kaldırmış gibi görülüyorlar.

Sanırım Sony ilerleyen süreçte bir zombi oyununa yatırım yapacaksa, The Last Of Us Part III 'e yapacağı yatırımı daha mantıklı buluyor olabilir.

GENEL PUANIM (7.2 /10)
Posted 11 October. Last edited 12 October.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
8 people found this review helpful
4 people found this review funny
0.9 hrs on record
Kendisini Nvidia ve Amd'nin Dlss ve Fsr teknolojilerini her bir oyunda vaad eden bir proğram gibi gösterse de o teknolojilerin ne olduğunu tanımlayamayan bir proğram.

İlk olarak DLSS ve FSR oyunların performansını artırmak için mevcut çözünürlüğü düşürse bile yapay zeka piksel aracılığı ile düşük çözünürlüğü yapay zeka veri akışı sayesinde tekrar mevcut yüksek çözünürlüğe Upscale ediyor. Hatta Native çözünürlüğe bakarak bazı oyunlardaki görsel ortamlardaki uzak mesafeleri Motion Blur ile tanımlayarak daha keskin görüntü sunabiliyor. Mesela ben The Witcher 3'ün Next Gen sürümünde bu hissi yaşamıştım, Native görsellikten bile daha akıcı bir görsel deneyim sunmuştu FSR teknolojisi, hem optimizasyon hem de çözünürlük açısından.

İkinci olarak bu teknolojiler hiç bir şekilde oyunun optimizasyonunu bozmaz, aksine aktif edildiğinde oyunu optimize ederek Fps değerlerindeki akıcılığı yükseltir. Ve AMD ve NVİDİA optimizasyon sorunu olan oyunlara yönelik sürekli olarak DLSS ve FSR teknolojilerini güncelliyor. Lossless Scaling proğramı ise kendi kafasına göre oyunları yüksek Fps'e proğramlıyor ama 100'ün üstünde aldığım FPS'nin 100 rakamları ile uzaktan yakından bir ilgisi yok. Days Gone Unreal Engine 4 kullanan bir Sony özel oyunu ve adamlar PC için fevkalade seviyede bir optimizasyon kasmışlar, Oyunda Native 1920x1080P çözünürlükte High grafiklerde 70,80 Fps alıyorum. Ama Lossless Scaling proğramı ile oyunu senkronize edip bir açtım Fps'im 40'lara kadar düştü ve x2 modda çalıştırmama rağmen çözünürlük çamur gibi oldu, anlayacağınız yağ gibi akan bir oyunu Ubisoft oyununa çevirdi proğram :D

Üçüncü olarak Lossless Scaling proğramının en düşük model GPU kartları bile RTX 4080 ve 4090 seviyesine boostladığını iddea edenler var. Vay canına Gtx 1000 serisi kartlara sahip olanlar gelecekte bu proğram sayesinde, Unreal Engine 5 motoru kullanan oyunları ve Gta 6'yı bile yağ gibi oynayacaktır. Nvidia ve Amd yazılım şirketleri Lossless Scaling proğramı yüzünden artık iflas eşiğine gelir ve ilerleyen dönemlerde daha fazla GPU çipleri üretemez :D

Sonuç olarak bu proğramın bana hiç bir şekilde katkısı olmadı, çözünürlüğümü çamur gibi yapmasını bir kenara koydum. Fps'imi yükseltmesi gerekirken ciddi anlamda düşürdü. Bireysel olarak kesinlikle önermiyorum, zaten iade işlemini de gerçekleştirip iade ettim.

Steam'de diğer kullanıcıların olumsuz yorumlarına biraz göz attım, sanırım tek sorun ben de değilmiş, çoğu kişi Fps düşüşü, drop ve mause gecikme gibi sorunlardan şikayetçi.
Posted 28 August. Last edited 4 September.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
4 people found this review helpful
63.5 hrs on record
GENEL BAKIŞ

Gerçekten bu oyuna saatlerce zaman ayırıp abartılı metinler yazmak istemiyorum, çünkü etklieyici bir hikaye de yazdık gibi gösterseler de hitap ettiği oyun türü kendini çok bariz bir şekilde belli ediyor. Microsoft'un ise Epic Games'den bu oyunun isim haklarını almasındaki amaç, bu oyunu tam anlamıyla Destiny ve Helldivers türü Live service tabanlı online türü çakması oyunlara dönüştürmesi.

Gears Of War 5 serisini toplamda 60 küsür saat oynayıp deneyim ettim, bana göre bireysel anlamda bu oyun oynadığım oyunlar arasında Microsoft un abartılmış en overated oyunu olabilir. Eğer Sony nin konsol exclusive kalitesinde oyunlar gibi harika hikayeler ve zengin atmosfer ve bölüm dizaynı beklentiniz varsa bu oyundan kesinlikle uzak durun derim.

Yaklaşık 8, 10 saatimi hikaye kısmında sıkılarak geçirsem de, 50 küsür saatimi diğer oyuncular ile birlikte Left 4 Dead ve Word War Z oynar gibi horde mode kısmında geçirdim, ve ne yalan söyleyim online modnun PVE kısmından oldukça keyif aldım.

Ama eğer Live Service CO-OP oyunları seviyorsanız ve bu oyunu Destiny kafasında deneyim edip, güçlü kartlar düşürüp çeşitli sınıf karakterlerinizin savaşçı yeteneklerini buildleyip çoklu oyuncu modunda diğer oyuncular ile sırt sırta mücadele edip onlara havalı buildleriniz ve kozmetikleriniz ile gösteriş yapacaksanız sizi fazlasıyla tatmin edecektir. Microsoft en büyük yatırımı Online kısmına yaptığını oyun içi çeşitli PVE ve PVP modları ile çok belli ediyor.

Çok oyunculu modunda ise oyuncuların Online moda ilgisi ve serverların günümüzde bile yoğun olduğunu düşünürsek, Microsoft bir sonraki seri için çalışmalara çoktan başlamıştır gibi geliyor.

ARTILAR

+Hikaye modunu beğenmesem de Kadın karakter Kait Diaz 'ın bazı kısımlardaki dramatik karakter sunumunu fena bulmadım. Kait'de olmasa oyunu temsil edebilecek bir karakter yok zaten, erkek karakterler tam anlamıyla CO-OP için düşünülmüş karakter gibi hissettiriyor, zaten oyunun asıl ana karakteri Kait Diaz bence, oyunun hikayesi ona daha çok odaklanıyor.

+ Online kısmı çeşitli ve detaylı, dİğer oyuncular ile aynı Left 4 Dead gibi, 4 Player Co-op mantığında zombi gibi yaratık kesmek keyifli.

+Düşman'ın uzuvlarının parçalanması kafalarının patlaması gibi vahşet içerici detaylarda oldukça çatışmalara keyif katmış.

+ Hikaye boyunca oyunun açık dünyasında ulaşımı kolaylaştıran rüzgar yelkeni gücü ile kullandığımız Skiff isimli aracın sürüş fizikleri fena değil, karlık ve çöllük bölgelerde kullanımı oldukça konforlu ve rahat.

+Türkçe dil seçeneği olmasını da kesinlikle artılar hanesine eklemeden geçmemem lazım.

EKSİLER

- Hilkaye kısmı oldukça overated. Koridor koridor ilerleyip amaçsızca düşman kesiyoruz, her Chapter sonunda ise souls like oyunlarından hallice Healt barı erimeyen ve ufak bir dikkatsizlikte tek atan bossları default etmeye çalışıyoruz . Bölüm dizaynı açısından da oldukça tekrara düşüyor.

- Vuruş hissi anlamında oldukça zayıf.

-Oyunun genel mekanikleri çok sığı, çatışmak, depar atmak, koşmak. vs...

- Mermi reloaded etme olayı ayrı bir sinir bozucu, silahı doğru zamanda tutukluk yapmadan Reloaded etmek için o içine ettiğim QTE tarzı mini oynar barı kutucuğun içine getirmek çok sıkıcı ve birden çok düşman yaratıklar ile çatışırken bütün dikkatimi alt üst ediyor ve belli süre sonra çok sıkıcı bir hal alıyor. Yani kapaltma seçeneği var mı bilmiyorum ama o olmasa çatışmalardan biraz daha keyif alabilrdim, o saçma mekanik keyfimi çok kaçırdı.

-Linear açık dünyasındaki yan görevler yine çok tek düze, outpost'da düşman yaratıkları temizleyip, support destekçimiz olan müttefiğimiz robot Jack için özel upgrade skillleri unlock yapıyoruz o kadar.

- Eğer gerçek oyuncular ile oynamazsanız yanınızdaki müttefiklerinizin bot yapay zekaları oldukça berbat, saçma sapan alanlarda takılıyorlar, doğru dürüst düşmanları öldüremiyorlar.

SONUÇ

Eğer Bir Playsation oyuncusuysanız bu Microsoft exclusive yapımını oynayamamak sizin için büyük bir kayıp değil. Hikaye kısmı ve karakterler oldukça kopuk zaten, hatta yok gibi bir şey. Online kısmı.çerezlik ve oldukça sıradan , Left 4 Dead, Word War Z, Back 4 Blood gibi 4 oyuncu toplanıp zombilerin daha beyin nakli yapılmış skini olan yaratıkları ve bossları kesiyorsunuz. Belli bir süre zevk alsanız da, belli bir süreden sonra hedef tahtası gibi beyinsizce düşman kesmekten sıkılmanız uzun sürmeyecektir.

GENEL PUANIM (7.0/10)
Posted 29 July. Last edited 30 July.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
7 people found this review helpful
19.4 hrs on record
GENEL BAKIŞ

Tropikal palmiye ağaçları ortamında geçen atmosferik Far Cry serileri her zaman benim en büyük tutkum olmuştur.

Far Cry 1 tanışma hikayem bundan 18 sene öncesine 2005 yıllarına dayanmaktadır. İlk okula gittiğim zamanlarda İnternet kafe ortamında sınıf arkadaşlarım ile deneyim ettiğim bir yapımdı.

Türk yerli kardeşlerin 1999 yılında Almanya nın Coburg şehrinde kurmuş oldukları Crytek isimli şirketin Doom ve Half Life serisinden ilham alarak geliştirdikleri korku gerilim unsuruları da barındıran FPS Shooter aksiyon oyunudur.

Sanki Crytek Far Cry 1 de Crysis serisinin Pre alpha teknoloji demosunu oluşturmuş gibi de duruyor, bu seri de tutunca Far Cry markasını Ubisoft a paslayıp kendileri tutan formüllerini bir sonraki yapımları Crysis den devam ettirmişler. Çünkü ben Crysis 1 i de deneyim etmiş bir oyuncu olarak genel çizgiselliğini çok benzettim Far Cry 1 e

Sanırım yerli kardeşler o dönemlerde küçük çaplı bağımsız bir oyun stüdyosu olarak sektöre ilk adımlarını attıkları için maalesef kuyruğu Ubisoft a kaptırmak zorunda kalmışlar :D

Far Cry 1 in 2004 de ki genel yapısı Ubisof un geliştirdiği Far Cry serileri düzeyinde özgürlük sunmuyor, daha odaklı ve kendini tekrar etmeyen linear yapıda ilerliyor ve oyuncuya belirli alanlarda özgürlük sunuyor, zaten en büyük özgürlük sunduğu kısımlar Tropikal palmiye ağaçları ortamında geçen ada bölümlerinde mevcut.

Ulaşım olarak küçük çaplı cipler, tropikal denizde ulaşımı kolaylaştıran botlar, tekneler, ve havada süzülmek için de yelkenkanat planör kullanmamıza olanak tanıyor.

Ben oyunları genellikle çıktığı döneme göre değerlendirsem de günümüz dönemi için de ne kadar oynanabilir olduğunu ve fiziksel kalitesini incelerim.

PC versiyonu 2004 gibi bir dönem için grafiksel anlamda üst düzey başarılı, oyunun burada kesinlikle hakkını yemeyim, özellikle ışıklandırma ve tropikal su yüzeylerindeki RTX kalitesi şimdi bile tatmin edici düzeyde.

Zaten Ubisoft bu Cry Engine motorunu daha üst seviye geliştirerek Dunia engine ismini vermişti, oradaki sürümü de çok daha göz kamaştırıcıydı, özellikle Far Cry 3 de falan, tabi Dunia Engine, Cry Engine motorundan bağımsız, Ubisoft Far Cry 1 de ki Cry Engine motorunu alıp Far Cry 2 için geliştirip Dunia Engine ismini vermişti.

Düşman fizikleri de hiç fena değil düşmanlar aldığı hasara göre çok doğal tepkiler veriyor, vuruş hissi açısında da tatmin edici düzeyde.

Ortam fizikleri belki bir Half Life 2 değil, ama vuruş hissi açısından Half Life 2 den daha doyurucu geldi gözüme, özellikle düşmanları her vurduğunuz bölgesinde oluşan kurşun deliği detayı da 2004 gibi bir dönem için oyuna ayrıca detay katmış beğendim :)

Tabi düşman yapay zeka seviyesi için pek iyi diyemem, bazen diplerine girdiğim halde oyuncuyu algılamayan yapay zeka, bazen askeri kamplarda Stealth bir şekilde her hangi bir birlik çadırına sızdığımda anlamsız bir şekilde fark edebiliyor, 2004 gibi bir dönem için Far Cry 1 den daha kötü yapay zekaya sahip oyunlar muhakkak olmuştur, onun için bu da tolerans gösterebileceğim çok büyütmeye gerek duymadığım sorunlardan.

Genel yapısı maalesef biraz zor, özellikle ilerliyen bölümlerde mutant yaratıklar falan çıktıktan sonra oyun Half Life, Doom karışımı bir oyun haline dönüyor ve bu da belli bir süre sonra biraz sıkıyor.


SONUÇ

Ubisoft un geliştirdiği Far Cry serilerinin bomboş haritada sürekli çer çöp toplayıp üst ele geçir tarzı tekrar eden yapısı günümüzde sizi fazla sıktıysa, ve biraz da archade yani kolay geliyorsa, daha Half Life, Doom ve Crysis türü rekabetçi ve zor bir tür arıyorsanız, biraz da korku gerilim unsurları barınsın istiyorsanız Far Cry 1 e nostaljik bir dönüş yapabilirsiniz.

Normalde daha yüksek puan alabilirdi benden, lakin gereksiz bölüm dizaynı zorluğu, işlevsiz sunumu, ve karakterlerin Flash Tv den hallice dialog ve oyunculuk kalitesi ile Far Cry 1 için genel puanım maalesef :(


GENEL PUANIM (7.6/10)
Posted 30 December, 2023. Last edited 4 February.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
15 people found this review helpful
2 people found this review funny
2
100.2 hrs on record (80.1 hrs at review time)
GENEL BAKIŞ

Bireysel olarak İlk oyunun ne atmosferini, ne karakterlerini ne de, hikayesini sevip beğenemesem de, İkinci oyunu toplamda iki üç defa severek ve keyif alarak oynayıp bitirdim.

Watch Dogs 2 nin ilk oyuna göre yaptığı en büyük yenilik Hack yapma mekaniklerini çeşitlendirip genişletmesi, bu da sıkıcı bölüm dizaynlarını oldukça traşlayarak sıkılmanızın önüne geçiyor.

Siyahi ana karakterimiz (Marcus Holloway i) ilk oyunun ana karakteri (Aiden Pearce) den sonra hem karakterist özellikleri açısından hem de fiziksel parkur ve Kombat çeşitliliği anlamında oldukça işlevli buldum.

İlk oyunda (Aiden in) donuk depresif ruh hali, intikam hikayesi ile birleşince, (Dominic Toretto) gibi (For Family) tarzı (AİLE) draması beni belli bir süre sonra aşırı baymıştı.

Bu tarz hikayeler RDR 2 gibi güzel işlenirse, Triple A açık dünya oyunlarına güzel yediriliyor. (Tabi onun içinde Ubisoft un Rockstar düzeyinde detaycı bir ruh hastası olması lazım :D )

Malum oyunun yapımcısı da Ubisoft ise ve sürekli kendini tekrar eden cinsten bölüm dizaynlarını (Copy paste) bir şekilde haritaya serpiştiriyorsa, oyun belli bir süre sonra (Mafia III) serisine bağlayıp PC başında uykunuzu getirecek cinsten baygınlık geçirtecektir. :D


SIKICI BİR OYUN MU ? GİZLİLİK VE OYNANIŞ

GİZLİLİK

Sevgili okurlar peki derseniz eğer, (-Sanki Watch Dogs 2 çok mu akıcı ve çeşitli, hiç sıkmıyor mu ? )

Evet o da belli bir süre sonra tekrara düşüyor, git şu mekana Hack yap, git şu teknoloji şirketlerini über ağlarına bağlanıp virüs bulaştır, Git şu mekandan şu latin çete liderine suikast düzenle vs... yine tek düzey Ubisoft kalitesinde sıradan görevler.

En azından Watch Dogs 2 de Marcus un (Jumper) isiminde hack yapabileceği uzaktan kumandalı arabası ve bir de uçan dronu olduğu için bazı mekanlarda (Stealth) bir şekilde hack yapmak konusunda Marcus ilk oyunun ana karakteri (Aiden Pearce e) göre biraz daha profesyonel ve uzman.

Bildiğiniz üzere (Marcus un) Dronu da etrafta düşmanları keşvedip işaretliyor. Yani kısaca tarihi AC serisindeki karakterlerin modern kartal işlevini görüyor.

Bu da oyun da ki sıkıcı görevleri bana göre bireysel açıdan daha oynanabilir ve keyifli bir şekilde daha zevk alınabilir hale getirerek sıkılma şevkimi oldukça kırdı, ilk oyunun üstüne koyduğu çeşitli hackleme eklentileri ile oynanışı çeşitlendirerek, görevlerde sıkılmamın önüne geçti, yine aşırı keyif aldığımı söyleyemesemde genel anlamda oynarken ve hack yaparken eğlendiğimi söyleyebilirim.


OYNANIŞ

Oynanış anlamında oyunun kendini geliştiremediği eksi yönlerine bakacak olursam en büyük eksikliği silahlı çatışmalardaki vuruş hissi ve araç sürüş dinamikleri, tabi ben burada Ubisoft u eleştirmiycem, oyun zaten taktiksel (Stealth) dinamikleri ile silahlı çatışmalara girmeye zorlamıyor, belli bir süre sonra silahlı çatışmaların varlığını bile unuttum :D

Aynı şekilde oyun daha girişinde bütün haritayı (Fast Travel) ile bütün bölgeleri seyahat etmemiz için hizmetimize sunduğu için araç kullanmaya da ihtiyaç duymadım.

Sadece (Low Rider) tarzı (Muscle) araçların sürüş fiziklerini biraz beğendim, Amerikan araçlarında gerçekten bir tork ağırlığı,yol tutuşu ve sürüş hissi var. Ubisof, bu konuda Rockstar seviyesine az da olsa yaklaşmış.

Watch Dogs 2 serisini Gta V e yaklaştıran en büyük başka yeniliklerden biri de akıllı telefonumuzun olması. Marcus Selfie çekebiliyor, telefonundan çeşitli müzik uygulamaları indirip müzik dinleyebiliyor, Dedsec uygulamalarında arkadaşlarının sosyal medya hesaplarını takip edebiliyor ve kendi çektiği resimleri Dedsec sayfasında paylaşabiliyor, yüklediği uygulama üzerinden araç çağırabiliyor, Telefonun temasını değiştirebiliyor vs oldukça çeşitlik katmışlar beğendim.

Yetenek ağacından gerekli skili açarsanız, düşman bölgesinde çetelere sabıka suç kaydı profili oluşturup polise ihbar edebiliyoruz, Çeteler ile Polisleri birbirlerine düşürmek aşırı tatmin edici bir zevk veriyor, açık dünya da boş boş gezmekten sıkılırsanız kesinlikle öneririm :D


AÇIK DÜNYA NPC'LERİN ÇEŞİTLİLİĞİ

Bu arada çete demişken Watch Dogs 2 serisinde İspanyol ve Latin çete örgütleri de mevcut.Hatta bu söyleyeceklerim size biraz daha komik gelebilir ama, Ubisoft, Rockstar ın Gta San Andreas Ve Gta V de yaptığı açık dünya dizaynını ve çeşitliliğini Watch Dogs 2 de epheyi zorlamış.

Sahilde barbekü partisi yapan (Famous Rich) model Npcler, Standord Üniversitesinin kampüslerinde takılan genç öğrenciler, Bir birleri ile daha sosyal aktivel ilişkiler kuran canlı NPC çeşitliliği, gerçek şehir ruhunu yansıtan kapitalist turistler ve yoksulluk ve yokluk içinde yaşayan (Homeless) tip evsiz Npc'ler, belirli bölgelerde ikamet eden sokak komedyenleri, Çete bölgelerinde (Low Rider) tarzı araçlar ile artist artist takılan İspanyol amigo çeteler,

Şehirde yaşayan NPC ler , Ana karakter dışında, kendi gibi başka NPC yapay zekalara da bazı tepkiler veriyorlar.

Mesela biri Silah sesi duyduğunda, (911 SFPD yi) arayıp (- Acil şu konuma gelin,birileri ateşli silahlar ile çatışmaya girdi sokaktaki insanların can güvenliği tehlike de) tarzı polislerden yardım istiyor ). Aynı şekilde sokaklarda kavga eden insanları da gördükleri zaman (-Bir gurup maganda birbirleri ile fiziksel olarak şiddet içerisindeler) diye polislere ihbar da bulunabiliyorlar.)

Polisler aynı şekilde Gta V de olduğu gibi çok işlevliler, Çete örgütlerine operasyonlar düzenliyorlar, klasik araba kovalamacasına girip suçlulara hiç bir şekilde göz açtırmıyorlar.

San Francisco şehrindeki açık dünya tasarımını öyle güzel işlemişler ki, hangi alanına gidip keşif yaptıysam hiç bir şekilde sıkılmadım.

Watch Dogs 2 için şunu kesinlikle söyleyebilirim ki, bu oyun (Ubisoft un) (Rockstar Games, Open World) seviyesine yaklaşmaya çalıştığı tek Açık dünya (Triple A) oyunlardan birisi, açık dünyadaki çeşitliliği olsun, açık dünyadaki yaşayan toplumun, modernize edilen amerikan kültürü ruhunu yaşatan eko sistemi olsun, yozlamış polislerin ve latin çetelerin nostaljik Gta san Andreas serisinde olduğu gibi vermiş olduğu atmosferik tad olsun (Ubisoft) gibi bir firmadan beklemeyeğim detaylardı. Watch Dogs 2 ile gerçekten beni şaşırtmayı başardılar :)


AÇIK DÜNYA AKTİVİTELERİi

Ana karakter Marcus ile (Dariver SF) isminde korsan taksiciliğe benzer aynı Gta kafasında taksicilik yapıp müşteri getirip götürdüğümüz yan görevler.
- Ubisoft un eski (Driver San Francisco) isminde bir oyunu vardı ona biraz gönderme yapmışlar sanki. )

Drone Yarışları mücadeleleri. Motosiklet Yarışları mücadeleleri. San Francisco körfez iskelesinden rüzgar sörfü yatı satın alıp yaptığımız bot yarış turnuvaları. Tylor un ''E Kart'' yarışları, (Çeşitli performans çipleri bulursak hızını geliştirmekte mümkün.)

Bazı yan görevlerde uyuşturucu kaçakçılarına operasyon düzenlemek için dedektiflik içgüdülerimiz ile onlara pusu kurduğumuz görevler, dizayn açısından oynaması sıkıcı hissettirmeyen yan görevlerdendi.


SONUÇ

Watch Dogs 2 franchise serileri arasında en severek ve beğenerek oynadığım yapımlardan bir tanesiydi, Ubisoft un ise bu seriyi gerçekten açgözlü bir seviyede para tutkusu ile yapmadığını düşünüyorum,

Ubisoft un bu oyunu yaparken, açık dünyasını detaylandırma seviyesi açısından (Rockstar Games) potansiyeline nasıl yaklaşabiliriz mantığında geliştirdiğini düşünüyorum, onun için Watch Dogs 2 yi (Ubisoft'un) bireysel kendi açık dünya oyunları arasında çok daha detaylı,rafine ve orjinal buldum.


GENEL PUANIM (8.8/10)
Posted 3 December, 2023. Last edited 11 March.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
11 people found this review helpful
1 person found this review funny
37.8 hrs on record
GENEL BAKIŞ

2005 de çıkış yapan Original seriyi oynayıp bitirmiş biri olarak gayet güzel bir deneyim yaşadım, Mafia 1 in Remake sürümü dışında her hangi bir oyuna yönelik Remake deneyimi yaşamadığım için, özellikle RE2, VE RE3 ün Remake sürümlerini de daha hiç deneyim etmediğim için, 2005 yapımı original RE4 oyunundan hemen sonra oynayınca mekaniksel oynanış anlamında oldukça yenilikçi bir oyun hissini canlı bir şekilde verdi.

Tabi Remake bir yapım olsa da, 2005 yapımı Orginal oyuna göre bireysel açıdan bana göre olumlu veya olumsuz yaptığı detayları da masaya yatırmak isterim.

ARTILAR

+Bölüm dizaynı anlamında 2005 yapımı original oyuna bakarak daha reboot tarzı farklı bölüm dizaynı oluşturmuşlar. Orjinal oyuna göre daha farklı ve opsiyonel yollar açmışlar, bunu düşünmeleri oldukça hoşuma gitti.

Mesela Chapter 2 de Kurt u kapandan kurtardıktan biraz sonra, bize troll ile olan boss fıght mücadelemizde imdadımıza koşup yardım ederek vefa borcunu ödemesi hoş ve tatlı bir detaydı, bu tarz verdiğimiz kararlar neticesindeki küçük dataylar Remake yapımlara günümüzde daha çok detay zenginliği katıyor :)

+ Silahlar vuruş hissi açısından neredeyse RDR2 ve The Last Of Us yapımlarına yakın seviyede, (Kendinden aydınlanmış isimli zombi dincileri güçlü silahlar ve patlayıcılar ile uzuvlarını kopartmaktan oldukça keyif aldım :)

+ Bıçak ile parry mekaniği getirmeleri en kilit savunma özelliklerinden biri, ama zamanlamasını yapmak için oyun içi biraz trainng yaparak alışma süresine ihtiyacınız var, mızraklı zombilerde ve leatherface çakması elektrikli testereli alfa zombilerde yapması biraz refleks ve dikkat istiyor.

+Korumakla yükümlü olduğumuz başkanın kızı Ashley Grahım karakterinin, Original 2005 serisindeki gibi sinir bozucu LEEEOOON ! tarzı bağırışlarına maruz kalmamak en yenilikçi detaylardan biri :D

Şaka bir tarafa, Ashley dinci zombilere karşı Remake serisinde daha dikkatli ve Leon un verdiği komutlara göre hareket etmesi yenilenen sürüme oynanabilirlik anlamında oldukça zenginleştirmiş.

Mesela Leon (aramızdaki mesafeyi koru !) dediğinde yakınındaki grup zombilere karşı Ashley i uzaklaştırarak daha rahat güvenliğini sağlaaybiliyor, veya (yakınımda kal !) diyip depar atarak dincilerin arasından sıyrıldığında, aynı şekilde kız da Leon un peşinden gölgesi gibi koşarak zombilere yem olmuyor.

Zaten hasar aldığında veya canı tükendiğinde hemen ölmüyor, ilk önce düşüyor, eğer üçüncü veya dördüncü saldırılarda hasar alırsa ölüyor, düştükten sonra hemen kaldırırsanız Health olarak tekrar fulleniyor, yani oyundaki müttefiğimiz Ashley de can bar sistemi mantığı var, hasar alsa bile Healthı yenileniyor.

+ Karakter tasarımları Remake bir oyun için üst düzey seviyede başarılı, bunun için Capcom un (Character design) ekibini ayrıca tebrik ederim. Özellikle çinli ablamız Ada Wong ve başkanın kızı Ashley Grahım karakterlerinin reboot kombinlerine bayıldım.

+ Zombiler ile aksiyona girdiğimiz bölümlerde, Leon un sağlık seviyesi çok düşük olduğunda acı içinde sızlanarak vermiş olduğu tepkiler falan olsun, hava şartlarına göre vermiş olduğu fiziksel tepkiler falan olsun, Remake bir yapım için oldukça yenilikçi düzeyde animasyon çeşitliliği suınmuş.

+ Korku gerilim hissi açısından koridor, koridor ilerleyiş 2005 yapımı Orginal seriye oldukça sadık, hatta üstüne farklılıklar bile katarak korku gerilim türünü oldukça zenginleştirmişler.

+ Bitores Méndez ilk beğendiğim Boss fıght oldu, mutasyona uğradıktan sonra çeşitli ve yönlü saldırıları ile counter yapıyor, kendini pingleyip saldırılarımızı sürekli berteraf ediyor, Souls like yapımlardaki stresli deneyim hazzını yakın bir deneyim yaşattığı için, 2005 yapımı Original oyuna göre daha geliştirilmiş geldi.

+ Ramón Salazar, Original oyuna göre ikinci beğendiğim Boss oldu, 2005 yapımı Original oyun, Salazar ile boss fıght yaptığımız kısımlar da saldırı konumu açısından Leon kendini kamufule etmek konusunda biraz yetersizdi, Remake sürümü, Salazar in evindeki geniş alanları kullanarak kendisini daha taktiksel yaklaşarak Defeat etmemize olanak tanıyor.



EKSİLER

- Chapter 3 de Del Lago isimli göl canavarı ile yaptığımız Boss Fıght ı biraz daha basitleştirmişler, yani basitleşmeden kastım 2005 de ki o survival gerilim hissini çok üst seviye vermiyor, mesela 2005 yapımı original seride falan Leon u tekneden düşürmesi olsun, Leon da düştükten sonra kendini kurtarmak için can havli ile yüzerek bota yetişmeye çalışması falan olsun, 2005 gibi bir dönemde bile oyuncuların beklentisinin üstünde bir boss fıght deneyimi sunmuştur diye tahmin ediyorum.

Remake de Del Lago Boss Fıght, aynı AC Black Flag de Edward Kenway ile okyanusta devasal balina balıklarını zıpkın ile avlamaya çalıştığımız gibi biraz sıradan ve yine uğraştırıcı bir mini oyun gibi, korku ve gerilim hissi anlamında 2005 de ki original RE4 e göre biraz sıradanlaşmış.

-İlk olarak Chapter 11 de Krauser ile kapıştığımız sahne sinamatografik ve combat karakgrafisi anlamında 2005 yapımı original RE4 de bana göre çok daha başarılıydı, Leon ve Krauser arasındaki QTE ler mücadele hissini çok daha iyi veriyordu.

Remake de ise ara sahnede combat da tamamen kendileri kapışıyor ve izliyoruz, boss fıght esnasında ise sadece Space spawnlayarak parry yapıyoruz, zaten belli bir süre sonra parry yaptıktan hemen sonra bitiyor.

Krauser ile Chapter 14 de kapıştığımız final Boss fıght da çok keyif vermedi ne yalan söyleyim, biraz Rage geçirttirdi bana, 2005 yapımı original oyuna bakarak QTE olayını fiziksel yapmak yerine Knife ile yapmamızı istiyor.

( Hocam gerçekten aklınız alıyor mu, mutasyona uğramış 1.5 metrelik ahtapot kolu uzunluğundaki sentetik double katanaya sahip olan adamı ben sürekli olarak nasıl Kinife ile Dodge atıp etkisiz hale getiriyim ? ) zaten Leon un bıçağını da çok hızlı köreltiyor, Original oyunda ki gibi rafine bir fiziksel QTE sekansları olsa daha iyi olabilirmiş. Dark Souls serisi veya Elden Ring oynamıyoruz sonuçta, beni bu kadar da kanser etmenizin bir anlamı yoktu :D


- Silahcılardan mermi alamıyoruz, onun yerine barut ve ismini unuttuğum belirli ammo crafting malzemeleri bulup mermi üretmemiz gerekiyor. hayvan gibi zombi keserek biriktirdiğim ptasları, her hangi bir silah muhimmatına harcayamamak biraz üzdü, sanırım mermi craft etmek için barut lootladığımza göre, (bullet variety) dizaynını The Last of us serisine benzetmek istemişler.

- Başkanın kızı Asley ile Leon u (Osmund Saddler) düşürmüş olduğu kafes tuzağından çıkartmak için çelik askerler ile dolu karanlık mahsene inip puzzle çözerek anahtarı ele geçirmeye çalışdığımız bölümde Ashley i oldukça sıradan buldum, yani 2005 yapımı original oyun da kız kendisini savunmak için masaların ve bazı objelerin üstünde bulunan mahseni aydınlatmak için kullanılan gaz lambalarını askerlere fırlatıp onları yakarak Defeat edebiliyordu.

Remake için objektif bir değerlendirme yapacak olursam, bence gerilim hissini daha Silent hill ve Outlast dozajında vermek için biraz daha survival seviyesine çıkartarak korku gerilim hissini yükseltmek istemişler.

Aslında Original oyuna göre en iyi yaptığı şey, parantez içinde (daha Survivalaştırdık) tarzı bir dizayn seçimi olsa da, maalesef 2005 yapımı Original RE4 de ki Ashley in bölümü halen favorim.


SONUÇ

Normalde Remake sürümünü almayı planlamıyordum. Malum Steam de 20 kasım da Türkiye pazarından çekilip USD kuruna döneceği için, sürekli olarak gözüme sokar gibi RE4 Remake in 500 küsür TL gibi indirimli fiyatını ana sayfada sürekli göstermesinden ötürü almış bulunmaktayım. :D

Aldığıma pişman değilim, ama keşke biraz daha, oyunu bir kaç sene sonra zihnimden silinince oynasaydım çok daha fazla keyif alabilirdim yenilenen Remake sürümünden.


Beni kesinlikle hayal kırıklığına uğratmadı, bireysel anlamda olumsuz olarak gördüğüm eksilerine rağmen beni oldukça tatmin etmeyi başaran bir yeniden yapım Remake sürümü oldu.


GENEL PUANIM (9.0/10)
Posted 11 November, 2023. Last edited 15 June.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
27 people found this review helpful
3 people found this review funny
3
2
26.8 hrs on record (18.8 hrs at review time)
GENEL BAKIŞ

Fresh Women, İndie bir bağımsız oyun şirketi tarafından geliştirilmiş +18, NSFW içerikli, görsel roman tadında yetişkin içerikli bir türe sahip, ayrıca başarılı ve güçlü bir karakter hikaye sunumuna sahiptir.

NOT: HİKAYE İLE BİRLİKTE BİRAZ YETİŞKİNLERE YÖNELİK BİR İNCELEME DİZİSİ İÇERMEKTEDİR. 18 YAŞ ALTI KARDEŞLERİMİN OKUMASINI PEK ÖNERMEM :D

Hikaye kısmı için genelleme yapacak olursak.

Simon isminde 20 li yaşların başında olan, genç delikanlı ve yakışıklı bir baby face yetişkin çocuk ana karaktere yön vermekteyiz.

Bu genç adam küçük yaşta bilinmeyen nedenlerden dolayı bazı entrikalardan ötürü babası tarafından küçük yaşta terk edilmiştir ve babasının yokluğundan ötürü uzun bir süre annesi ile beraber yaşayarak annesi tarafından büyütülmüştür.

Geçirdiği trajik bir kazadan ötürü hafızasını kaybeden Simon, geçmişini geride bırakarak yepyeni bir şehire taşınarak hayatına temiz bir sayfa açarak üniversiteye başlamıştır, hatta okul çıkışı veya hafta sonları Galley Mall isimli lüks Avm mekezinin giyim mağazasında kurye olarak da ek iş yapmaktadır.

Simon bir o kadar da sosyal lişkilere önem veren dışa dönük bir çocuktur ki, tanrının kendisine bahşettiği yakışıklılığı ve cazibeyi çok iyi değerlendirerek, ergenliğin de kendisine vermiş olduğu Nemfomani türü cinsel içgüdülerine müdahale edememesinden ötürü yeni taşındığı şehirde bir çok güzel ve bir o kadar da cici kızların kalbini çalarak onların hepsini bir güzel elden geçirmişliği vardır.

Simon için karşı cinsinin orta yaşlı ve kendisinde 10 ila 15 yaş büyük olmasının bile çok bir önemi yoktur, elde edeceği dişisi orta yaşlı, milf olsa bile, çok bakımlı,çekici ve genç gösterdiği sürece, ana karakterimiz Simon ereksiyona girdiği her dakika partneri için bir misilleme yaparak beline kuvvet kayışları yağlayıp partneri olan dişisinin cinsel ihtiyacını her türlü gidermektedir. :D

Yani simon karakteristlik olarak her lolita Fresh kızları vidalama peşinde koşan uçkuru düşük bir dürzü gibi görünse de hikaye işleşini bireysel olarak oldukça beğendim.

Oyunun hikayesi ve seçimli dialog işleyişi Telltale games oyunlarının sunmuş olduğu işleyişe oldukça benzerlik gösteriyor ve bazı karakterler ve kız arkadaşlarımız ile ilgili verdiğiniz kritik kararlar oyunun gidişatına gerçekten yön veriyor, bu da iki karaktelerin hikayesel anlatımda vermiş olduğumuz kararlara göre sahneleri ve karakter hikayelerinia değiştirebiliyor. Örnek vermem gerekirse Julia ile geçirmiş olduğumuz senaryo da bunun bir çok örneği mevcut.

Ayrıca bazı sahnelerde değişik veya yanlış kararlar verirseniz romance sahnelerini dahi kaçırabilirsiniz, aynı The Witcher ve Mass Effect serilerinde olduğu gibi.

Ama merek etmeyin, görsel roman tarzı bir anlatıma sahip olduğu için, geri sarıp yanlış verdiğiniz seçimlere müdahele ederek seçimlerinizi değiştirebiliyorsunuz.


GÖRSEL TASARIM

GRAFİKLER

Hikayede karakterlerin bazı sahnelerini ' green motion capture drawing ' tekniği ile oluşturduklarını düşünüyorum, oyun da karakterlerin bulunduğu mekanlarda, arka plan yani background tasarlamak ile uğraşmak yerine çoğu background mekanları google Maps de ki hazır eset görsellerden yararlanarak copy paste yapmışlar gibi geldi.

Örnek vermem gerekirse kız arkadaşımız Sue nin aracı ile seyahat ettiğimiz sahnelerde ki otoyollar ve arka planda ki ağaçlık,ormanlık alanlar google maps den alınmış gibi hissettiriyor .

Yine başka bir sahnede, Sue nin teyzesinin lüks villasının kenarındaki sahil yakınlarında, Sue nin sütyenini çıkartıp, sahilde plaj havlusunun üstünde yüz üstü güneşlendiği sahnede ki kumsallık alanlar ve açık denizler google maps den alıntı gibi duruyor, sanırım görsel kısmına çok para dökmeyelim diye bütçeyi kısarak akıllıca plan yapmışlar.

Genel olarak oyun içi kalıplar ve gerçek görsellerden alınan mekanlar, karakter modellerinin gerçekçi tasarımı ile beraber oldukça senkronize olduğu için pek sırıtmamış, indie görsel roman bir tür için grafik tasarımı gayet başarılı.

KARAKTER TASARIMLARI

Eğer bütün kız arkadaşlarımız ve diğer oyun içi yan karakterler hazır esetlerden oluşturmadılarsa kombin ve fiziksel olarak kızların tasarım kombinizasyonlarına oldukça özen gösterilmiş.

Zaten Julia yı sapıkça tekrar dile getirmeye gerek yok, en iyisi diye, o kısımda oyuncuların çoğunluğu birbirleri ile hem fikir :D

Julia dışında bireysel olarak diğer beğendiğim kızlar ise Chloe ve Sue isimli kız arkadaşlarımız oldu, onlar da görsel ve fiziksel tasarım anlamında Julia nın kalitesine yakın çekicilikteler.

BÖLÜM DİZAYNI

Oppai-Man şirketi hikayeli oyun yapma konusunda aynı Telltale Games gibi, yeni nesil iddialı bir indie oyun şirketi gibi görülüyor. Fresh women in 2.sezon da ki hikayesini de heyecanla bekliyorum.

Bölümleri oynarken bir şey daha fark ettim, sanki oyunun yapımcıları bu oyunu yaparken, oyunlarının hikayesini Telltale Games ve Quantic Dream şirketleri gibi film tadında sinematografik anlatım ile sunmak istemişler, ama yüksek bütçeli yayıncı şirketlerin geliştirme desteğine sahip olamadıkları için ve bütçeleri çok kısıtlı olduğu için hikayeyi daha kitap tadında görsel roman sunum ile desteklemişler.

SONUÇ

Ben yetişkin bir kişi olduğum için boş vakitlerimde kafa dağıtmak amaçlı seksist içerikli NSFW oyunlar deneyim ederim.

12 senelik eğitim hayatım boyunca hiç kitap okuma alışkanlığına sahip olmadığım için görsel roman sunumlu oyunlardan oldukça nefret etsem de, Telltale Games oyunlarında ki hikaye sunumunu görsel roman ile birleştirdikleri için oynayıp, hikayesini takip etmek açısından güzel bir +18 NSFW deneyimi yaşattı.

OYUNUN FİYATI, ALMAYA DEĞER Mİ ?

Ben bu oyunu 15 Nisan 2023 de, 19 TL lik dolar kuru fiyatı birimi ile yaklaşık 18,40 TL lik bir indirimli fiyata almıştım, ve şu an ülkemizdeki 27 TL yi bulan dolar kurundan ötürü ve sınırları aşan enflasyon ve fahiş vergiler ile birlikte Steam in Türkiye de yaptığı kur güncellemesinden dolayı şu anki indirimli fiyatı bile 66,33 TL gibi bir fiyata yükselmiş.

Orjinal fiyatı 100 TL civarı, o fiyata ben şahsen almam. Tabi 66,33 TL lik bir fiyat da değerlendirilebilir.

Tabi kafanıza yatmazsa korsan indirip deneyin derim, eğer oyun çok ilginizi çekerse yine satın alırsınız.

Zamanında oldukça kitap okuma alışkanlığına sahipseniz ve fetiş seviyesinde görsel roman türüne ilgili bir oyuncu iseniz, +18 NSFW türler de ilginizi çekiyorsa bence hiç kaçırmayın derim.

GENEL PUANIM (7.5/10)






Posted 9 August, 2023. Last edited 9 August, 2023.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
2 people found this review helpful
12.0 hrs on record
Bu oyunu geçmişte oynamıştım şimdi steam yaz indirimlerinde aklıma geldi bir inceleme dizisi yazıyım dedim :D

Rus geliştiricilerin votka kafasıyla yaptığı enteresan bir oyun. Sex doll görünümlü modelleri anımsatan seksi bikinili rus kızların DJ kabinlerinde garip apaçi türü dans ederek çeşitli zombi ve yaratıkları ağır taarruz silahları ile öldürdükleri Left 4 Dead tarzı kara mizah bir türe sahip İndie bir oyun.

CO-OP modu da mevcut. Tek başınıza sıkılırsanız diğer oyuncular ile Local'den beraber mücadele edip oynayabilrsiniz. Tabi şuan serverlarda oyuncu düşürmek zor, benim en son oynadığımda neredeyse hiç oynayan oyuncu yoktu.

Çok büyük bir beklentiye girmeden oynarsanız eğlenmek mümkün. Teknik sorunlarından dolayı belli bir süre sonra sıksa da achievements ve koleksiyon kartı kasmak için bir kaç saat zaman ayırılabilir bir indie yapım.

Şuan Steam yaz indirimlerinde 0,83 TL'ye Kütüphanenize eklemek için güzel bir fırsat olabilir. zaten 0,83 TL'lik her hangi bir koleksiyon kartı düşürseniz oyunu bedavaya getirmiş olursunuz.

GENEL PUANIM (6.0/10)



Posted 2 July, 2023. Last edited 2 July, 2023.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
4 people found this review helpful
54.6 hrs on record (44.5 hrs at review time)
GENEL BAKIŞ
Anime seven biri iseniz eminim ki shinobileri konu alan japon ninja temalı yapımlar ilginizi çekmiştir. Bu arada sırf incelemeyi daha marjinalleştirmek için sizlere karşı, ziyaaa tavırları sergileyip palavra atmıyacağım. Anime dizi filmler ile ilgili neredeyse hiç bir şekilde köklü bir anime kültürüne hakim biri değilim.

Şu sıralar biraz anime türü video oyunlarına sarmış olsam da, beyaz perdedeki Japon animasyon anime film ve dizileri hiç bir şekilde ilgimi çekmiyor. Shinobilerin bile japoncada ninjalar anlamına geldiğini google reis vasıtasıyla öğrendim yani bu türe karşı o derece cahilim :D

HİKAYE
Yani adamlar maksat hikayenin içi çok boş kalmasın diye hikaye sunumlarını yüzeysel geçmemişler, netflix yapımı shinobi temalı anime dizilerden falan bir şeyler harmanlamışlar.

Oyunun hikayesinden kısaca bahsedecek olursam, Parelel evrerendeki bir grup kızların belirli tropikal sahillerde ve gizemli adalarda birbirleri ile karşılıklı Shinobi duellolarına girdiği güç ve zeka testinden geçtikleri bir nevi Shinobiler arası taktiksel, zorlu turnuva mücadelelerini konu alıyor.

Her bölüm genel olarak Chapter,Chapter ilerliyor ve turnuvayı kazanan Shinobi üyeleri kızlarımız mukafat olarak kişisel olarak bilmedikleri gizemli sırlarını açığa çıkararak, aynı zamanda sevdiklerinin ruhlarını toprağa verme şerefine de sahip oluyorlar.

Eğer iyi bir yabancı dil bilginiz ve görsel roman gibi animasyon tarzı sunumlara ilginiz varsa oyun hikaye anlatımı açısından sizi tatmin edecektir. Shinobileri anlatan bir anime tür için ortalama düzey bir hikaye sunumuna sahip.

Ben anime türü hikayelere karşı ilgi duyamadığımdan ve Türkçe yaması falan da olmadığı için genelde hep atlayarak geçtim sinematikleri, tabi sırf sinematik sunumların sinematografig kalitesine bakmak için bazı atlamadığım sahneler oldu, onların hikaye anlatımını fena bulmadım.

OYNANIŞ

Toplamda beş farklı anime video oyun serisi tüketmiş biri olarak Senran Kagura Estival Versus un oynanışını ve her bir karakterin çeşitli kombat çeşitliliğini oldukça üst düzey keyifli buldum.

Öncelikle hikaye modunu takip edecekseniz, bölümlerde hikayesi anlatılan Hebijo Clandestine Girls Academy ve Gessen Girls Academy öğrencisi Shinobi savaş ustası kızlardan her hangi birinin kontrolünü veriyor oyun.

Tabi Shinobi savaş ustası öğrenci kızlar oyuna başladığınızda usta olmuyorlar, Clandestine Girls Academy ve Gessen Girls Academy turnuvalarında onları yetiştirip gerçek bir Shinobi savaş ustası yapmak, oynayan oyuncuların yani sizin elinizde, bu da demek oluyor ki bileğinize kuvvet ilginizi çeken Shinobi kızlardan her hangi biri ile uzun saatler oynayıp onlar için level kasmanız ve gerçek bir Shinobi savaş ustasına dönüştürmek için sağlam bir şekilde buildlemeniz lazım.

Eğer Kombat türleri arasında ilginizi çeken kızlar varsa buildlemek için oyuna minimum 30 ile 40 saatinizi gömmeniz lazım, çünkü her karakterin max seviyeleri 50 level düzeyinde oluşuyor, yani bir tür yüzeysel bir JRPG oluşturmuşlar.

Benim hikaye boyunca oynayıp neredeyse full bir şekilde level kasarak buildlemiş olduğum, yetenekleri ve bazı özellikleri ile ilgimi çeken Shinobi savaş ustası kızların listesi şunlar.

(1) Miyabi (Oyundaki en alfa Shinobi savaş ustası kız bu olabilir, katana kullanma konusunda oldukça deneyimli ve Warrior klası buildlemek isteyenler için daha yönlü bir karakter. )

(2) Yumi ( Bu kız ise daha çok magic yönlü ağır saldırılar yapan ve güçlü buz kütlesi büyü saldırı gücü ile daha yüksek savunma gücüne sahip olan bir karakter. )

(3) Asuka ( Çift el kılıçları ile çok daha hızlı saldırılar oluşturabiliyor,Miyabi den biraz daha güçsüz attack gücüne sahip, ama onun katanasından daha hızlı ve sentetik saldırılar çıkartabiliyor.Hack and Slash türü oyunlarda güç fantazisi yapmak için bire bir karakter. )

(4) Murasaki ( Uzun pembe saçlarına taktığı üç mekanik pervane ile düşmanlarını elleri ile kesmek yerine saçları ile kesiyor. Çok büyük hasar verme yeteneğine sahip olmasa bile uzun saçları sayesinde uzaktaki düşmanları daha rahat bir şekilde kesip daha yüksek kombo skorları çıkartabiliyor. Helikopter pervanesi gibi saçlarındaki pervaneleri çevirerek uçabiliyor ve düşmanlarına havadan çok uzun kombolar çıkartabiliyor.

(5) Murakumo ( Uzun mızrağı ve kasap satırı ile yüzüne taktığı maskesi ile oldukça ürpertici ve gizemli bir tarza sahip. Gessen Girls Academy üçüncü sınıf öğrencisi olan bu kızımızda akıcı bir şekilde rakiplerini alt edebiliyor. Savaşlarda özel yeteneğini kullanırsak iki tane yırtıcı kurtlarını çağırarak rakiplerinin kabusu oluyor.

Hebijo Clandestine Girls Academy ve Gessen Girls Academy okulunda yaklaşık elliye yakın Shinobi savaş uzmanı genç kız var, yaklaşık bu kızlardan sadece 15, 20 tanesinin gözünden oynayıp yeteneklerini deneyim etme fırsatım oldu.

Deneyim ettiğim karakterler çeşitlilik anlamında hiç tek düzey sıradan ve ruhsuz hissettirmedi. Yapımcılar her bir karakter için ayrı, ayrı özel iki çeşitli Hack And Slash kombat dizaynı ile Rage tarzı finisher saldırı türü animasyonlar hazırlamışlar. Her bir Rage finisher animasyonları japon anime kültürü mizahını uygun karagrofilerde tasarlanmış.

Japon oyun sektörü anime türler yapma konusunda oldukça tecrübeli.

GÖRSELLİK VE ANİME TASARIMI

Görsel dizayn ve tasarım anlamında japon oyun geliştiricileri gerçekten bu işin ehli diyebilirim. Oyunun japon tasarımcısı Kenichiro Takaki nin bu oyunu gerçekten aşkla ve özveri ile yaptığı kanatindeyim.

Hikaye boyunca gördüğüm mekanlar. kumsal sahiller, irili ufaklı patikalar ve ormanlık alanlar, japon şehir merkezi gibi her bir alanı sanatsal ayrıntılar ile düzenlenmiş. Oyunda kullanılan anime görsel dizaynı ve renk filtresi, tasarımsal anlamda japon estetikliğine uygun incelikte.

Kızların kıyafet kombinlerinden bahsetmem gerekirse tek kelimeyle sanaat ! diyorum ve susuyorum. Çocukluğumdan günümüze o kadar milyon dolarlık Triple A oyunlar oynadım, o oyunlar bile Senran Kagura serisindeki kızların görsel kombin tasarımlarının yakınından bile geçemez.

Yaklaşık 50 küsür kızın kıyafet kombinlerini hepsini sırayla detaylıca incelemesemde,hikayede keşvettiğim 20,30 kızın içerisinden, Miyabi,Yumi, Murakumo, Murasaki,Asuka nın kombin olarak favorim olduğunu söyleyebililim.

SONUÇ

Anime ve JRPG serilerine büyük ilginiz varsa Senran Kagura serisi çeşitli oynanabilir karakterleri ve zevkli kombat mekanikleri barındıran ortalama üstü hikayesi ile Shinobi japon temasından hoşlanan oyuncular için şiddetle önerebileceğim bir yapım.

Steam Deck veya Asus Rog Ally tarzı el konsolum olsa, işten gücden zaman ayırdığım her dakika oynayıp stres atmak isterim valla, o derece keyifli bir anime. Zaten Anime ve Hack And Slash oyunlar en iyi Nintendo Switch tarzı el konsollarında güzel gidiyordur eminim. Mesela Piyasada ki en büyük örneği The Legend of Zelda: Breath of the Wild.

Güzel ülkemizdeki 25 TL'ye dayanan dolar kurunuda hesaba katarsak. Steam in bu oyunu yaklaşık 2 dolar 50 TL gibi hatrı sayılır bir bölgesel fiyatlandırma üzerinden sunması da satın alacaklar için ayrıca bir fırsat.

Satın alma düşünceniz varsa bence İndirimleri beklemeden 50 TL'ye direk kapın derim. Steam veya oyunun yapımcıları oyunun fiyatını türkiye kuruna uygun bir şekilde tekrardan düzenleyerek zam uygulayabilir. Malum yükselen dolar kurundan ötürü en boktan oyunlar bile çok fahiş zamlar aldı.

GENEL PUANIM (8.0/10)
Posted 17 June, 2023. Last edited 27 June, 2023.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
7 people found this review helpful
55.2 hrs on record
JUMPSCARE TARZI KORKU TÜRÜ YAPIMLARI SEVMEME NEDENLERİM

Çocukluğumdan bu yana nedense hiç bir şekilde jumpscare türü korku gerilim oyunları ile bütünleşemedim.

Bir zamanlar büyük bir oyuncu kesimi için Silent hil ve Outlast tarzı jumpscare türü hayatta kalma gibi yapımlar bir dönüm noktası olsa bile bu tür benim için oldukça sıradandı. Tabiki de sıradan bulduğum döngüsü Hikaye evreni yahut Atmosferi değil,bilakis onlar bir korku gerilim oyunlarında olması gerekenden fazlasını vadediyor.

Ana hikaye boyunca, her seferinde sadist bir mahlukat bir avcı tarafından avlanmamak için sürekli saçma sapan koridorlarda ve lokasyonlarda basit ve cılız bir av hayvanı gibi sürekli kaçmak beni bu türe karşı maalesef hiç bir şekilde bütünleştiremedi.

Tabi script olarak ana karakterimizin kendini savunduğu kısımlar olsa da bunların çoğunluğu scriptlenmiş sahnelerin dışına çıkamıyor, neredeyse bu tarz korku oyunlarının &80'i mazoşist bir şekilde ucube ve sayko türü yaratıkların nefesini ve gölgesini ensenizde hissettirmek, yani kısaca oyun size psikolojik bir baskı yaparak korku gerilim hazzı yaşatıyor.

Oyunlarda eğlendim taktirde bir çok eylemİn oynanış açısından tekrara düşmesine tolerans tanıyabilirim. Ama istemsiz bir şekilde korkup gerildiğim anlarda oynanışın tekrarına hiç bir anlamda tolerans tanıyamam.

KORKU GERİLİM TÜRÜNÜ BANA SEVDİREN VE ANLAMLAŞTIRAN SERİ RESİDENT EVİL 4

Resident Evil serisi incelemesine geçecek olursam bu yapım hiç bir anlamda benim için hit bir baş yapıt olmadı.İlk olarak dördüncü seriyi 2014 yılında deneyim ettim ve oynayıp bitirdikten sonra ağzımda ekşi bir tatla oyundan ayrılmıştım.

Keze beşinci seriyi sıkılarak, altıncı seriyi ise düz shooter aksiyon türüne dönüştüğü için bunalarak bitirmiştim. Daha sonrasında ise Capcom daha fazla para cukklamak için seriyi Village yapımına kadar devam ettirip, ilk üç seriye Remake falan yapsa da, Resident Evil serisi altıncı oyunun yaşattığı hayal kırıklığından sonra beni oldukça baymıştı, ve seriye uzun yıllar geri dönüş yapma gibi bir düşüncem olmamıştı.

Günümüz 2023 yılında Capcom'un 2005 yapımı Resident Evil 4 serisine bir Remake yapacağını duyduğumda oldukça heyecanlanmıştım. Yaklaşık bir saatlik demosunu da oynadıktan sonra Remake sürümü yenilenen The Last Of Us tarzı modern oynanışı ve cilalanan görselliği ile beni oldukça gaza getirmişti.

Tabi oyunun 60 dolarlık fiyat etiketini gördükten sonra bütün unutlarım yıkıldı. Malum güzel ülkemizin ekonomik kur fiyatlandırması. Artık 60 dolarlık oyunları 200, 300 TL gibi bir fiyat birimi ile alamaz olduk. 8- 10 saatlik hikayeli bir linear oyuna da 700-800 TL gibi yüksek bir para bağlayamam maalesef, onun için Remake sürümünü satın almama kararı aldım. Eğer ilerde çok oynamak istersem malum ortamdan indirip oynarım, onun için kimse beni lütfen eleştirmesin korsana teşvik ediyorsun diye saygı değer aziz dostlarım :D

Daha sonra ise Remake sürümünü satın alamayan bu fakir ve varoş dostunuz ise 2005'de ki Original oyunun 10 TL gibi dudak uçuklatıcı bir indirimli fiyata görünce direk kaptı ve dokuz sene önce çok haz alamadığı serinin Original sürününe tekrar giriş yaparak göz atmıştır.

Peki on sekiz senelik Original Resident Evil 4 serisini şu an için beğendim mi ?

Beğenmedim tek kelimeyle baaayılldım ! Sizlere hepsini madde madde sıralayım.

Tabi hikayesi ile çok özel hissettirmese bile bölüm sunumları ve sinematik sahnelerde kullanılan başarılı kadraj tekniği oldukça başarılı.

Her bir karakterde kullanılan, absürt ve müstehcen yazılan başarılı dialog kalitesi oldukça başarılı.

Oynanışta korku gerilim hazzını aşırı psikollojik baskı yapmadan minimal düzeyde yaşatması gayet yerinde.

Sık sık mutasyona uğrayan zombi türlerinde silahlardan çıkan her bir merminin hesabını yaptırması.

Survival yapısını bozmamak için bütün kaynakları sınırlı sayıda bulmamıza olanak tanıması.

Her bir bölümde koridor, koridor ilerlemeyi basit zombi öldürmekten öte tek düze basitleştirmemek için, çeşitli platforming kısımları ile doldurmaları

Boss savaşlarının hepsi bir birinde keyifli, özellikle Del lago ve Krauser ile kapıştığımız Boss Fıghtlar beni aşırı derecede tatmin etti. Final'de ki boss'un kalitesi bile onlar kadar tatmin edici hissettirmedi.

Silahlarımızı geliştirmek ve Shooting Range leri tamamlayarak daha güçlü silahlar ile ödüllendirilmek oldukça keyifli.

Altı farklı hikaye karakteri ile oynayabildiğimiz Survival tarzI Mercenaries isminde ödül toplamak için hayatta kalmaya çalıştığımız farklı bir etkinlik modu.

Asyalı casus ablamız Ada Wong ile yaptığımız Separate Ways isminde özel bir DLC olan bir eklenti, ana hikayeyi Leon yerine Ada'nın gözünde oynayıp olaylara müdahale ettiğimiz hoş bir eklenti.

Bir de Assignment operation diye yine Ada ile oynayıp özel bir tesisten Albert Wesker'ın emri üzerine plaga örnekleri topladığımız küçük çaplı bir mini oyun tarzı başka bir hoş eklenti.

SONUÇ

Oldukça dolu bir içerğe sahip olduğı için Bu oyuna vermiş olduğum en değerli 10 TL olabilir kesinlikle.

Her ne kadar ilk oynayışımda korumakla yükümlü olduğumuz Başkanın kızı Ashley nedeniyle aşırı kanser etse de, ikince oynayışımda New Game Plus modu ile Ashley'e armor çektkikten sonra, onu korumayı sorun etmeden ve itici LEEOONN ! diye çığlıklarına kulak vermeden çok rahat bir şekilde bitirip bütün Achievement mücadelelerini ful bir şekilde tamamladım.

2014 de ilk defa deneyim etdiğimde beğenmeme sebebim bu türe karşı zevksiz olmam ile ilgili bir sorun olsa gerek. 2014'de ekşi tad bıracak olan oyunun 2023'de on sekiz senelik eskiyen ve yaşlanan oynanışı, grafikleri ile kendini bana son derece keyifle oynatması gerçekten büyük bir başarı.

Bana korku gerilim türünü daha envai çeşit dolu içerikler ve oldukça üst düzey atmosfer ile sevdirdiği için Capcom'u buradan içtenlikle tebrik etmem lazım. Gerçekten aşkla ve özveri ile oyun yapma istikrarı budur.


GENEL PUANIM (9.2/10)



Posted 20 April, 2023. Last edited 20 April, 2023.
Was this review helpful? Yes No Funny Award
< 1  2  3  4  5  6 >
Showing 1-10 of 53 entries