Bu iki oyunu özetlemenin en kolay yolu, "aksiyon bombardımanı" deyip geçmek. Nefes kesici aksiyonn sahneleri, eğlenceli karakterler ile bu listeye girmeyi başardılar. En büyük eleştirim herhalde 3. oyunda vuruş hissinin dandik olmasıdır.

Hiç şüphesiz dünyadaki en iyi süper kahraman oyunu. Artık meme'leşmiş olsa bile, Batman olduğunuzu dibine kadar hissediyorsunuz ve bu duygu muhteşem. Bölüm dizaynı, hikaye açısından da serinin bence en iyi oyunu. Arkham Knight da çok iyidir ama bu ayrı bir seviye.

Gizlilik oyunları kötü yapıldığında çöp, iyi yapıldığında harbiden sağlam oluyor. Arası yok. Dishonored da harika bir oyun. İç karartan, kendine çeken bir senaryo, nerdeyse hitman seviyesinde özgür bölümler. Bu liste eğer top 20 olsaydı girecek bir diğer gizlilik oyunu da Hitman: Blood Money olurdu.

Manyak bir oyun. Dövüş sistemi gördüğüm en iyilerinden. Hikaye desen harika, aşırı sürükleyici. İskandinav mitolojisine de ilginiz varsa bu oyun tadından yenmez. Eski GOW oyunlarına da bayılsam da bu oyun bambaşka bir seviye.

İlk Mass Effect oyununu da sevsem de 2. oyun benim için çok ama çok yükseklerde. Hangi oyun sizi sırf karakterlerle sohbet etmek için 1 saat falan ekran başında tutabiliyor. Senaryo açısından ilk oyunun sonundan sonra ufak bir hayal kırıklığı yaratsa da bunun senaryosu da en az ilk oyun kadar iyi. Rpg mekaniklerinin de öyle über süper olmasa da oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim.

Bu oyunun sunduğu rol yapma hissini neredeyse hiçbir oyun veremiyor. Vuruş hissi dandik, bug dolu olsa da gönlümde taht kurmuş oyunlardan biri.

1998'de bir oyun FPS dünyasına devrim getiriyor, sonra da serinin, 2004 yılında çıkan 2. oyunu da tekrardan FPS sektörünü değiştiriyor... Bu çok büyük bir başarı. İki oyun da bence birer şaheser.

Warband 1000 saat üzeri oynadığım tek oyun olabilir . 2018'e kadar 4 yıl boyunca sürekli oynadığım bir oyundu Warband. Kendi ordumu kurmak, şehirden şehire ticaret yapmak, köy yağmalamak, krallık kurup büyütmek vs. Bunlar beni çok heyecanlandıran şeyler. Bannerlord'un da yarım çıkıp ağır hayal kırıklığına uğratmasından sonra tekrardann saygı duydum bu oyuna. Umarım kısa zamanda tamamlanır Bannerlord da.

Bu oyun Half Life ile beraber 1998'in 2 zamansız, harika oyunundan biri. Bazen ne alaka dedirtse de çok güzel bir hikayeye sahip MGS 1. Bu oyunun oynanışına genel olarak kötü dense de ben kötü olduğunu düşünmüyorum, hatta bence çok eğlenceli. Sadece türünün diğer örneklerinen çok farklı şekilde oynandığı için alışma süreci biraz uzun gelebiliyor, oynanış kesinlikle "kendine has". Boss savaşları açısından da en sevdiğim oyunlardan biri bu, bossların hepsi çok ama çok iyi.

Dünyası, yan görevleri, karakterleri... Sırf bu üç etmen bu oyunu buraya çıkarmaya yetiyor. RPG sistemi çok zengin olmasa da güzel bir dövüş sistemine sahip Witcher 3. Hikaye sunumuna diyecek laf yok zaten, oynayın ve görün. Doğrü düzgün argüman sunamadan eleştiren elitist kitleye de pek kulak asmanızı önermiyorum. Gerçekten beğenmeyen biri zaten argümanlarının kalitesiyle belli edecektir kendini.

1997'de çıkmış, taş devrinden kalmış bir j-rpg oyununu 2020'de oynamış olmama rağmen tek kelimeyle aşık oldum. Evet FF7 harika bir oyun. Savaş sistemi, mataria sisteminin kattığı derinlikle 23 yıl sonra bile çok eğlenceli. Hikaye ve karakterler açısından şunu söyleyebilirim ki oynadığım en iyi oyunlardan biri. Eski olduğunu hissettiriyor mu hissettiriyor, orası ayrı konu ama gerçekten çok sağlam oyun.

Şu an listenin 3. sırasındayız, 1. değil ama şunu söylemem gerek. RDR 2 objektif olarak baktığımda benim şu ana kadar oynadığım en kaliteli oyun. Her bir noktasına dünya kadar uğraş verilmiş, animasyon eklenmiş bir oyun. Açık dünya açısından da çığır açmış bir oyun. Hikaye de beni ağlatmayı başaran nadir hikayelerden biri. Arthur Morgan karakterini bu dünyaya kattığı için ayrıca teşekkür etmek gerekir bu oyuna.

Serinin ve Kojima'nın en iyi oyunu. Şüphesiz gördüğüm en iyi hikaye. Kojima'nın oyunlarındaki hikayeyi oynanışa yedirememe sorununu bir bunda hissetmedim sanırım. Farklı ve eğlenceli mizah anlayışı, çeşitli bölüm dizaynı, her anı coşkulu geçen hikaye... Her şeyiyle harika bir oyun. Özellikle sonu, hayatımda gördüğüm en iyi sonun bu oyunda olduğunu düşünüyorum.

Daha önce hiçbir oyunda karakterlere bu kadar bağlanmamıştım, hikaye her açıdan güzel ve alt metni de oldukça oturaklı. Savaş kısımları belli bir kalitenin altında olsa da (aynı sorun 3. oyunda da var) umurumda değil. Siktir et combatı. Oyunun %30'u etmiyor. Visual novel de pek sevmem ama bu oyun öyle değil inanın. Sadece bittiği için credits'te (müziğin de etkisiyle) ağlatan bir oyun oynamamıştım şu ana kadar. Müzikler olarak da net ve açık bir şekilde gördüğüm en iyi 1, 2 oyundan biri.

Evet. En sevdiğim oyun. Objektif olarak baktığımda oynadığım en kaliteli oyun olmaktan çok uzak olsa da her oynadığım an beni o müthiş dünyasına tam olarak çekiyor. Oyunun en büyük eksisi pek seçim içermemesi. Bu durum hariç oyundaki yüzlerce saatimin her anında zevkten dört köşeydim. Lore olarak da oynadığım oyunlar arasında en sevdiğim lore bu oyunda (bu seride). Oblivion'un listede olmama sebebi de oyunu pek beğenmemem, incelememe bakarak neden sevmediğimi görebilirsiniz, burada açıklamayacağım.